Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geçen hafta "bugünkü şartlar altında siyaset planım yok" açıklamasını yaptı. Bu açıklama, Gül'ün Ağustos'taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir şekilde iktidarı paylaşacağı beklentilerini boşa çıkaran bir gelişme olarak yorumlandı. Şimdi pek çok kişi Erdoğan'ın halk oylamasıyla yapılacak ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanacağını ve onu dengede tutabilecek isim olan Gül'ün siyasi arenada olmayacağını düşünüyor.
Gül'ün neden bu kadar önemli olduğu merak konusu olabilir. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) iki kurucusundan biri olan Cumhurbaşkanı Gül, Erdoğan için sadece bir müttefik ve "kardeş" değil, aynı zamanda AK Parti dünyasında Başbakana açıktan karşı çıkmayı göze alabilecek tek kişidir. Bu nedenle geçen birkaç yıl içinde iki lider arasında bir dizi görüş ayrılıkları da yaşandı. Örneğin, Gezi Parkı protestoları sırasında, Gül ılımlılık ve diyalogdan yana tavır alırken, Erdoğan meydan okumayı tercih etmişti. Gül, kısa süre önceki Twitter ve YouTube yasaklarına da karşı çıktı, Başbakan Erdoğan ise talimatıyla gelen yasakları savundu. Ayrıca, Gül Türkiye'ye yönelik yabancı komplo teorilerini reddederken, bu konu Erdoğan'ın yeni siyasi söyleminin ana teması oldu.