Ana içeriğe atla

Soçi’deki Türk pragmatizmi

Kafkasya meselesi Osmanlıdan bu yana Türkiye'nin elinde değerli bir karttı ama artan ekonomik ilişkiler nedeniyle bu kart masadan kaldırıldı. Soçi Olimpiyat Oyunları’ndaki ortaklık Türkiye’nin Kafkasya’ya artık tamamen farklı yerden baktığını gösterdi.
RTX18C9W.jpg
Oku 

Eskiden Türk-Rus ilişkilerini belirleyen ‘Rusların Akdeniz’e inme sevdası’, ‘gemilerin Karadeniz’den çıkış kapısı olarak Boğazlar’ın statüsü’ ve ‘Kafkasya’daki nüfuz mücadelesi’ idi. Klasik kodlar değişti. Son yıllarda ‘Akdeniz’e inen Rus turistler’, ‘enerji hatları’ ve ‘Rusya’da inşaat faaliyetleri’ ilişkilerin ana parametresi haline gelirken Kafkasya’da nüfuz savaşı geriledi. Türkiye, Trans Kafkasya’da özellikle Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden Rusya ile rekabetini nispeten korusa da (Kuzey) Kafkasya’yı ekonomik ilişkilerin hatırına ‘öncelikliler’ listesinden çıkarttı.

İnşasına 1997’de başlayan Mavi Akım Boru Hattı, 1994-1996’daki Çeçen-Rus savaşında Çeçenler için seferber olabilmiş Türkiye’nin Kuzey Kafkasya’daki hassasiyetlerinden vazgeçmesinde etkili oldu. 2000’de başlayan ikinci Çeçn-Rus savaşında artık Türkiye Çeçenlerin yanında değildi. 2008’de Güney Osetya nedeniyle patlak veren Gürcistan-Rusya savaşı da Güney Kafkasya’da Türk dış politikasına ayar çektirtti. Türkiye NATO’daki müttefiki ABD ile birlikte Gürcistan ordusunu güçlendiren ve cesaretlendiren rolüyle Rusları kızdırmıştı. Ancak Türkiye tam da savaşın ortasında Tiflis’e destek şovu için demir alan Amerikan donanma gemilerinin Karadeniz’e geçişine Montrö Anlaşması çerçevesinde getirdiği kısıtlamayla bu kızgınlığı soğutmuştu. Yine de Rusya siyasi polemiğe girmeden Türkiye’den ithal ettiği tarım ürünlerini ‘ilaçlı’ diyerek geri çevirmek suretiyle ufak bir bedel ödettirmişti. 2008 deneyimi Türkiye’nin Trans Kafkasya politikasına Rusya ile işbirliğinin önemini gözeten bir denge getirdi. Her ne kadar arkası gelmese de Türkiye’nin normalde Gürcistan’ın toprak bütünlüğü içerisinde gördüğü Abhazya ile diyalog için ilk kez iki diplomatını Sohum’a göndermesi bu politikanın bir parçasıydı. Bu denge politikasına, bir yandan Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltacak alternatif hatlar üzerinde çalışılırken diğer yandan Güney Akım Boru Hattı için Moskova’ya yeşil ışık yakılmasında da şahit olduk. Ki Putin, 28 Aralık 2011’de Güney Akım’a verilen onayı “Yeni yıl hediyesi’ olarak bağrına basıp "Biz Türklerin gerçekten güvenilir ortak olduğunu bir kez daha gördük” demişti.

Access the Middle East news and analysis you can trust

Join our community of Middle East readers to experience all of Al-Monitor, including 24/7 news, analyses, memos, reports and newsletters.

Subscribe

Only $100 per year.