Günümüz Türkiye'sinde kamuoyu gündemine hakim olan sadece tek bir konu var: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen cemaati arasındaki siyasi mücadele. Hükümete karşı yapılan yolsuzluk soruşturması, silah taşıdığı iddia edilen tırların Suriye'ye gidişi ve El Kaide baskınları gibi son zamanlarda meydana gelen her anlaşmazlık bu büyük savaşın bir parçası gibi görülüyor. Pek çok kişi kanıtlayamasa da bu soruşturmalarda görev alan savcıların Gülen cemaatine bağlılıklarından dolayı harekete geçtikleri konusunda hem fikir. Lakin aynı çevreler, bu siyasi motivasyonun soruşturmaları "darbe girişimi" olarak değersizleştirilmesi mi gerektiği, yahut asıl odağın deliller ve kabahatler mi olması gerektiği konusunda anlaşamıyorlar.
Elbette, bütün bunlar siyasetle ilgili — ya da siyasetin başka araçlarla yürütülmesiyle. Ne var ki tarafların dine bağlılıkları tartışmalara teolojik bir unsur da katıyor. İki taraf da sadece siyaseten değil dini anlamda da kendilerinin haklı olduğuna inanıyor. Bir başka deyişle, Allah'ın kendi taraflarında olduğuna inanıyorlar.