Yıllar önce, ABD’nin Pennsylvania eyaletinde bir Yahudi ailesinin evinde birkaç ay misafir oldum. Aile fertleri, İsrail’le ve Yahudilikle temel bağlarını sürdürüyor ve zaman zaman Reform Yahudiliğine ait bir sinagoga gidiyordu. Çakma domuz pastırmasını da ilk defa bu ailenin mutfağında gördüm. Ev sahiplerim, bana bu ürünün “gerçeğin neredeyse aynısı” olduğunu söylemişti. Eve domuz eti sokmadıkları için, omletlerine endüstriyel bir tadı olan bu suni parçacıkları katıyorlardı. Ben ise Şabat günü bile omletini gerçek domuz pastırmasıyla yiyen, tamamen laik bir ailede yetişmiştim. İnsanın yemeden de yapabileceği bir gıdanın yerine ikame bir ürün kullanması, beni epey düşündürmüştü. Bu hafta, İsrail ve Yunanistan kabinelerinin 8 Ekim’de Kudüs’te gerçekleşen ilk toplantısını takip ederken, gençliğimden kalan bu suni domuz pastırması hikâyesini hatırladım.
Sekiz bakanın bulunduğu hatırı sayılır bir heyetle Kudüs’e gelen Yunan Başbakanı Antonis Samaras, mevkidaşı Benjamin Netanyahu ve bir dizi İsrail bakanıyla bir araya geldi. Resmi açıklamaya göre toplantı sırasında, değişik alanlarda 10 adet iş birliği anlaşması imzalandı. Stratejik güvenlik iş birliği açıklaması ise en çok ilgi çeken nokta oldu.