Al-Monitor için kaleme aldığım son yazının başlığı şöyleydi: "Selefiler Türk İlahiyatına mı Saldırıyor?" Yazıdaki "Selefi" ifadesini, felsefeyi ve diğer seküler ilimleri Müslümanlar için zararlı unsurlar olarak gören, dar görüşlü bir İslami yaklaşımı tanımlamak için, mecazi bir anlamda kullanmıştım. Zira, bu türden bir dogmatik düşünce Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinden felsefe derslerini kaldırmaya karar vermişti. Ben de bu fakülteler Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) yani hükümete bağlı olduğu için, kararın Türkiye'nin geleceği adına çok önemli bir sınav niteliğinde olduğunu düşünerek, şöyle yazmıştım:
"Bu karar, AKP'nin oldukça başarılı geçen on yılının ardından gerçekten de ciddi bir yol ayrımında olduğunu gösteren muhtelif işaretlerden biri olabilir. AKP, ya demokrasinin (ve hatta aklın) evrensel kriterlerini benimseyerek, kendisini yenileyecek ya da bağlı olduğu siyasi geleneğin çekirdek kadrosunun 90'ların sonunda, daha liberal bir seyir izlemek için terk ettiği dar görüşlü İslamcılığa geri dönecek."