Her şey İstanbul'da bir annenin çocuğunu Ermeni okuluna kaydettirme çabasıyla başlıyor(1). Bu Ermeni hanımefendinin ailesi, 1915’deki kıyımdan kurtulmak isteyen pek çok Ermeni'nin yaptığı gibi din değiştirip “Müslüman” olmuşlar. Ancak Ermeni hanımefendi, atalarının kimliğine geri dönmek istiyor; vaftiz olup nüfuz cüzdanına “Hristiyan” diye yazdırıyor.
İşte nüfusunda yazan bu ibarenin yeterli olacağını düşünerek, çocuğunu Ermeni okuluna götürüp kayıt ettirmek istiyor. Ancak, başvuruda bulunduktan sonra, bunun o kadar da kolay olmadığını, bazı bürokratik adımların izlenmesi gerektiğini öğreniyorlar. Kendilerine “Milli Eğitimden okula kayıt yaptırmanızda bir sakınca olmadığına dair resmi izin belgesi alın” deniyor.