Ana içeriğe atla
Analysis

Türkiye ABD’ye rağmen bildiğini okur mu?

Ankara’daki saldırı, Suriye ve Irak’ta 30 kilometre derinliğinde “güvenli bölge” planını güncelledi, sivil altyapıyı hedefe koyan yeni angajman kurallarıyla çerçeveyi değiştirdi. Ancak ABD’nin Türk SİHA’sını vurması, operasyonun kara harekâtına dönüşmesi ihtimalini zayıflattı.
 Smoke billows from the Babasi oil facility in the countryside of al-Qahtaniya in Syria's Kurdish-controlled northeastern Hasakeh province on October 6, 2023 following a Turkish strike. (Photo by Delil souleiman / AFP) / "The erroneous mention[s] appearing in the metadata of this photo by Delil souleiman has been modified in AFP systems in the following manner: [BABASI] instead of [BASBASI]. Please immediately remove the erroneous mention[s] from all your online services and delete it (them) from your serve
Oku 

Ankara’da İçişleri Bakanlığı’nı hedef alan saldırı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye ve Irak sınırlarında 30 kilometre derinliğinde kesintisiz “güvenli bölge” kurma planı için yeni bir gerekçeye dönüştü. Irak tarafında Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Irak hükümeti ile gerilimi artıran bu plan, Suriye tarafında 2019’dan beri hem ABD hem Rusya’nın kırmızı çizgilerini zorluyor. ABD’nin bir Türk silahlı insansız hava aracını (SİHA) düşürmesi operasyonun kara harekâtına dönüşmesi olasılığını zayıflatıyor.

1 Ekim’deki saldırıyı, “savaşın durdurulması” çağrısı eşliğinde PKK’nin silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri (HPG) üstlendi. Açıklamaya göre saldırıyı Ölümsüzler Taburu üyesi Rojhat Zilan kod adlı Özkan Şahin ve Erdal Şahin kod adlı Hasan Oğuz gerçekleştirdi. 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan saldırganların Suriye’den geldiğini öne sürdü. Buna dair bir delil sunulmazken ABD’nin İslam Devleti’ne karşı ortağı Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi suçlamayı reddetti. Abdi, Türk vatandaşı olan eylemcilerin Suriye’den gitmediğini belirterek “Türkiye’deki iç çatışmanın tarafı değiliz” dedi. Ankara’nın özerk yönetime saldırıları meşrulaştırmak için bahaneler aradığını vurgulayan Abdi, altyapı ve ekonomik kaynakların hedef alınmasını savaş suçu olarak niteleyip garantör tarafları uygun pozisyon almaya davet etti. 

Abdi’nin garantörler olarak bahsettiği taraflar, 2019’da Barış Pınarı Harekâtı’nı Tel Ebyad ve Ras’ul Ayn’dan sonra ayrı ayrı mutabakatlarla durduran ABD ve Rusya. ABD ile varılan mutabakat Tel Ebyad ve Ras’ul Ayn arasındaki 120 kilometrelik alanda konuşlu Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) sınırlardan 32 kilometre öteye çekilmesini öngörüyordu. Rusya ile varılan mutabakat ise YPG’nin sınırın 30 kilometre ötesine çıkarılmasını, buralara Suriye ordusu ve Rus polis gücünün konuşlandırılmasını içeriyordu. Ayrıca YPG’nin Tel Rıfat ve Menbic’den çekilmesi şartı eklenmişti. YPG’nin Menbic’ten çekilmesi ABD’nin sözlü taahhütleri arasındaydı. Türkiye üç yıldır bu mutabakatlarla ABD ve Rusya’yı sıkıştırıyor. YPG’nin Menbic’te yerini Menbic Askeri Meclisi’ne, diğer yerlerde Asayiş’e bırakması Ankara’yı tatmin etmedi. 

Access the Middle East news and analysis you can trust

Join our community of Middle East readers to experience all of Al-Monitor, including 24/7 news, analyses, memos, reports and newsletters.

Subscribe

Only $100 per year.