Suriye Çölü için verilen savaş aslında Orta Doğu’nun kalbi için verilen bir savaştır. İran önderliğindeki koalisyon burada ABD destekli güçlerle yarışıyor. Her iki taraf, dört yıldır bölgenin çehresini değiştiren İslam Devleti’ni (İD) bertaraf etmeye çalışıyor. Bazıları buna kumda bir çizgi çekmek için verilen bir çöl savaşı, diyebilir ya da sınırları aşarak dört başkenti, Tahran, Bağdat, Şam ve Beyrut’u birleştirecek bir çizginin savaşı. Dolayısıyla bu, iki farklı bölgesel ve uluslararası gündemin mücadelesidir ve bu mücadelenin tarafları, İD’in Musul ve Rakka’da bertaraf edileceği günden sonra asıl tehdit olarak birbirlerini görüyor.
Gerçekten de bölgedeki yüzleşme ve çıkar çatışması, Sykes-Picot sınırlarının bölgesel ittifakların menfaatleri doğrultusunda fiilen ortadan kalktığını düşündürüyor. Başka bir deyişle ulusal hükümetlerin odak noktası ulusal sınırlardan ait oldukları eksenlerin menfaatlerine kayıyor. 9 Haziran’da yaşananlar da bunun bir yansımasıydı. “Direniş ekseni” yanlısı medya, bu eksene ait güçlerin Suriye-Irak sınırına ulaşmasıyla adeta kutlama havasına girdi. Gelen haberlere göre Irak tarafındaki Halk Seferberlik Birlikleri (HSB) ve Suriye tarafındaki müttefik güçler, İran Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin doğrudan nezareti altında sınırda temas sağlamıştı.