İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin geçtiğimiz günlerde Türkmenistan’a gerçekleştirdiği ziyaret münferit bir olay olarak görülemez. Ruhani yönetimi, göreve geldiği ağustos 2013’ten bu yana eski Sovyetler Birliği’nin Müslüman cumhuriyetleriyle ilişkileri öncelik olarak ele alıyor. Ekonomik iş birliği ve ticaret potansiyeli düşünüldüğünde Tahran’ın bu yönelimi tümüyle anlaşılır.
Orta Asya devletleri de İran’a büyük ölçüde olumlu yaklaşıyor. Ancak bu yeni ivmenin kalıcı sinerjiye dönüşmesi için Tahran Orta Asya’ya verdiği mesajlarda akıllıca davranmalı. Orta Asya cumhuriyetleri için İran, aşina oldukları bir medeniyeti ve dünya pazarlarına fazlasıyla ihtiyaç duydukları bir köprüyü temsil ediyor. Ancak İran ikili ilişkilere İslamcı ideolojisini karıştırmaya kalkarsa fazlasıyla sakıngan olan laik Orta Asya yönetimleri çok muhtemeldir ki yine geri çekilecek.