Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD)’inin Musulu ele geçirdiği günden bu yana Türk Konsolosluğunda görevli 49 kişi örgütün elinde rehine olarak tutuluyor. Bu rehinelerin 15’i diplomat, ki bu diplomatların arasında bizzat Türkiye’nin Musul Konsolosunun kendisi de bulunuyor. Rehinelerin en küçüğü 8 aylık bir bebek ve diplomatlardan birinin çocuğu. Geri kalan rehineler Konsoloslukta çalışan idari görevliler ve özel harekat polisleri. IŞID’in daha önceden alıkoyduğu 31 şöförle birlikte düşünüldüğünde, en az 80 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının örgütün elinde rehin tutulduğunu görüyoruz. Hükümet yetkilileri tarafından yapılan bazı açıklamalar rehine sayısının daha da yüksek olabileceğini ima ediyor.
Oldukça kaygı verici bu duruma karşın Türk yetkililerin “rehine” ve “rehin alma” kelimelerini kullanmaktan ısrarla kaçındıkları gözlerden kaçmıyor. Dışişleri bakan yardımcı Naci Koru basın mensuplarına yaptığı açıklamada Türkiye’nin bu olayı bir rehine alma olayı olarak görmediğini şu sözlerle ifade ediyordu: “49 insanın rehin alındığını düşünmüyoruz. Bize rehine alındıkları söylenmedi. Eğer rehin alınsaydı oturulur pazarlık yapılırdı. Karşılığında bir şeyler istenen insanlar yok”. Koru, Türk vatandaşlarının IŞİD tarafından sadece alıkonulduğunu söylüyor.