Ana içeriğe atla

Erdoğan’ın istikrarlı otoriterliği

16 Nisan referandumu Erdoğan’ın keskin politikaları için adeta bir güvenoyu rolü oynadı. Referandumdan sonra bin kişi tutuklandı, 9 bin polis açığa alındı, 4 bin kişi devlet memurluğundan çıkarıldı. Meydan okuma mı? İhtiyaç mı? AKP’nin devlete hâkim olmadığının göstergesi mi?
Turkish President Recep Tayyip Erdogan speaks during a news conference in Istanbul, Turkey April 16, 2017. Picture taken April 16, 2017. REUTERS/Murad Sezerm - RTS12L9A
Oku 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hindistan gezisi dönüşünde gazetecilere şunları söylüyordu: “Fransa’nın OHAL’ini görmeyen Batı, bizim huzur içinde sürdürdüğümüz süreci eleştirmeye kalkıyor. Türkiye’deki OHAL ne yaptı? Sermayeden bir şey mi götürdü, insanların işleri mi etkilendi? Bizde şu anki OHAL huzuru sağlamaya yönelik bir karardır. OHAL olmasa PKK ile bu kadar rahat mücadele edemeyiz. FETÖ ile de mücadele edemeyiz. OHAL bize bu imkânı sağlıyor.”

Temel ve hak özgürlükleri askıya alan, üstelik anayasanın öngördüğü sınırları bile hiçe sayarak uygulanan olağanüstü hal rejimi ile toplumsal huzur arasında ilişki kurmak her anlamda ironiktir. Yaşı yeten her Türk vatandaşına 12 Eylül’ün, son büyük askeri cuntanın korkusunu hatırlatır. Darbeye “harekât”, baskıya “huzur operasyonu” adı veren bu döneme dair bu “tatsız anı” Türkiye’nin siyasi tarihinde bu tür pek çok örnekten sadece birisidir.

Access the Middle East news and analysis you can trust

Join our community of Middle East readers to experience all of Al-Monitor, including 24/7 news, analyses, memos, reports and newsletters.

Subscribe

Only $100 per year.