Avrupa’ya ulaşmaya çalışan mülteci ve göçmenlerin trajik durumlarında yeni bir tema ortaya çıkmaya başladı. Bu zavallı kimseler istikametlerine varmak için kaçakçılara binlerce dolar öderken bazı kaçakçılar “müşterilerini” denizin ortasında veya ıssız bir ormana terk edebiliyorlar. Bu süreç bazen müşkül durumdaki bu insanların ölümüyle sonuçlanabiliyor. Geçtiğimiz günlerde Al-Monitor’da çıkan bir yazıda da belirtildiği gibi, 2015 yılının ilk sekiz ayında Akdeniz’i geçen 430,000 kişiden en az 2,700 kişinin denizde boğulduğu ya da kaybolduğu hesap ediliyor.
Evlerini ve gelirlerini kaybettikten sonra insanların böylesi muazzam rakamlar ödemeleri gerçekten dikkat çekici. Ancak bu dinamik çok daha ciddi soruları da beraberinde getiriyor: acaba Avrupa ülkeleri bu ticareti önleyerek ve kaçakçıları aradan çıkartarak mülteci ve göçmenleri kendileri getirebilirler mi? Böyle bir yaklaşım bu müşkül kimselerin paralarının ceplerinde kalmasını sağlayarak gittikleri ülkelere vardıklarında yaşamlarını daha iyi kurmalarına yardımcı olup yerel ekonomilere de katkı sağlamaz mı? Peki bu insan göçünün düzene koyulması Avrupa’nın karşı karşıya olduğu göçmen krizini çözmesine – ya da en azından hafifletmesine – vesile olmaz mı?