Türkiye’de artık neredeyse bir gelenek haline geldi: Her dönemde toplumu keskin bir şekilde bölen siyasi davalar yaşanıyor. Bunun son örneği de “Tahşiyeciler” davası. Bu küçük İslami grubun 120’yi aşkın üyesi Ocak 2010’da El Kaide bağlantısı iddiasıyla tutuklanmış ve 11’i aynı suçlamayla aylarca hapis yatmıştı. Ancak bugün hem hükümet hem de bazı savcılar, şimdi bu 4 yıl önceki olayın “paralel devlet” tarafından rakip bir harekete karşı planlanmış bir komplo olduğunu savunuyor.
Uluslararası basında da yankı bulan, bazı gazetecilerin gözaltına alındığı 14 Aralık operasyonu da bu suçlamaların bir sonucuydu. Gülen hareketine mensup bazı gazeteciler Tahşiyecilere karşı komplonun “kara propaganda”sını yapmakla suçlandı. Ayrıca soruşturmayı açan savcı kısa süre önce Fethullah Gülen’i de gözaltı listesine ekledi, ki bu meselenin Türkiye ile ABD arasında bir gerginlik yaratması muhtemel. Zira Gülen 1999’dan bu yana Pensilvanya’da ikamet ediyor.