Ana içeriğe atla

Orta Doğu’daki diktatörler mezhepçiliği besliyor

Mezhepsel kimlik ve dayanışma adına Arap dünyasını parçalayan şiddeti anlamak için diktatörlüklerin “patron-müşteri” stratejisine ve ekonomik eşitsizliklere bakmak gerekir. İngilizceden Türkçeye çevrilmiştir.
Iraqi President Saddam Hussein and Syrian President Hafez Al-Assad as
they head their delegations on November 8, 1987 during opening session
of emergency Arab summit in Amman. REUTERS/Jim Hollander-Files

HB/ - RTRALFZ

Arap dünyasında süren çalkantılar yalnızca mezhepçilikle açıklanamaz. Hatta sözüm ona Sünni-Şii ayrışmasına mezhepçilik merceğinden bakmak sahadaki girift gerçeklere ışık tutmaktan çok onları bulanıklaştırıyor, bölgeyi sarsan siyasi ve ekonomik değişimleri perdeliyor. Dış müdahaleler ve bunların etkisi de cabası. Dinsel kimliklerin önemini koruduğu doğrudur. Ama mezhepçilik bambaşka bir şeydir. Dinsel kimliklerin kanlı bir şekilde siyasallaşmasıdır.

Mezhepsel kimlik ve dayanışma adına Arap dünyasının büyük bölümünü tarumar edip parçalayan şiddeti anlamak için çoğu gözlemcinin görmek istemediği, üstü örtülü gerçeklere bakmak gerekir.

Access the Middle East news and analysis you can trust

Join our community of Middle East readers to experience all of Al-Monitor, including 24/7 news, analyses, memos, reports and newsletters.

Subscribe

Only $100 per year.