İlk olarak bir arkadaşım Türkiye’de eğitim sisteminde meydana gelen değişiklikler konusunda kaygı duyduğunu belirttiğinde çok ciddiye almamıştım. Arkadaşımın ilkokula giden bir oğlu var ve arkadaşım eğitim sisteminde yapılan değişikliklerin hep dini eğitimi dayatmak için yapıldığını öne sürüyordu. 2012 yılında Türkiye ilkokulun 5 ve orta öğrenimin 3 yıl olduğu eğitim sitemini bir kenara bırakıp, ilk, orta ve lisenin her birinin de dört yıl olduğu 12 yıllık bir mecburi eğitim sistemine geçti. Arkadaşım, bu değişikliğin çocuklara daha erken yaşlarda dini eğitim verebilmek için yapıldığını iddia ediyordu. Bu konuyu ilk konuştuğumuzda dostumun abarttığını ve temelsiz bir paranoya geliştirdiğini düşünmüştüm. Ama bugün, son yıllarda meydana gelen gelişmeleri alt alta dizdiğimde, dostumun sözlerinin paranoyadan çok aslında bir erken uyarı niteliğinde olduğunu görüyorum.
Örneğin ilk bakışta dinle hiç bir alakası yokmuş gibi görünen 4+4+4 eğitim sisteminin, en önemli motivasyon kaynaklarından bir tanesinin önceden lise düzeyinde öğrenci kabul eden ve tamamen İslami eğitim veren İmam Hatip Liselerinin orta okul kısmının açılabilmesi olduğu anlaşılıyor. Günümüzde dört yıllık ilkokulu tamamlayan bir kişi hemen ardından İmam Hatip ortaokuluna kayıt yaptırabiliyor. Adından da anlaşılacağı gibi, bu okullar Müslüman din adamı yetiştirmek için açılmış okullardır. Ancak dindar ve muhafazakâr aileler, bitirdiğinde imam olmayacak çocuklarını da, iyi bir dini eğitim alsın diye bu okullara gönderiyorlar.