Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) Bağdat’tan bağımsız petrol ihracatına başladığını duyurması, yeni Irak hükümetini kurma müzakerelerinin arifesinde siyaset sahnesine yeni koşullar dayatma girişimiydi. Ne var ki bu hamlenin müzakerelere etkisi, Bağdat-Erbil ilişkileri ile sınırlı kalmayacak. Başbakan Nuri El Maliki, olup biteni petrol “hırsızlığı” olarak niteleyip tepkisini ortaya koydu. Ancak Kürtlerle iyi ilişkiler içinde olan kesimlerde de rahatsızlık oluştu.
Meclis Başkanı Usame El Nuceyfi önderliğindeki Mutahidun (Birleşikler) Bloku’nun milletvekillerinden Sühad El Ubeydi, KBY’nin tek taraflı petrol ihracatının kabul edilmez olduğunu söyledi. Birçok Sünni siyasetçi – özellikle Kerkük gibi Erbil-Bağdat arasında tartışmalı bölgeleri temsil edenler -- Kürtlerin talep çıtalarını yükseltip tek taraflı hareket etmesi yüzünden zor durumda kalmışa benziyor. Al-Monitor’a konuşan bu cenahtan bazı isimler, Kürtlerin attığı adımın sürpriz yarattığını ve siyasi kesimlerin çoğunda kafa karışıklığına yol açtığını belirtiyor. Önde gelen bir Kürt siyasetçi olan Meclis Başkan Vekili Arif Tayfur’un hemen akabinde yaptığı açıklamalar, kafa karışıklığını iyice artırdı. Tayfur, Kürtlerin son seçimlerde Kerkük’ten en fazla milletvekilini çıkardığını, böylece Kürtlerin bölgede çoğunluk olduğunun da kanıtladığını ileri sürdü ve vilayetin Irak Kürdistanı’na bağlanmasını istedi.