Ana içeriğe atla

Suudi Arabistan ve Hayali Karşı Devrim

Washington’la Riyad, bölgedeki tehditler ve reform ihtiyacı konusunda atık aynı fikirde değil.
Russia's President Vladimir Putin (R) and Secretary General of Saudi Arabia's National Security Council Prince Bandar Bin Sultan meet in Moscow, August 2, 2007.     REUTERS/Alexander Natruskin (RUSSIA) - RTR1SGI2
Oku 

Suudi hanedanı, Arap uyanışının iki buçuk yıl önce başlamasından bu yana izlediği politikalardan memnun olmalı. Zira Tunus’tan Yemen’e diktatörler devrilmeye başlamışken Suudilerin attığı adımlar, devrimci dalganın durdurulmasına ve birçok Arap ülkesinde otokrasinin geri gelmesine yardımcı oldu. Ancak krallığın yürüttüğü karşı devrim, yanıltıcı olabilir. Zira Arap devrimi, derinlere kök salmıştır.

2011’de Suudiler, devrilen ilk diktatör olan Tunus lideri Zeynel Abidin Bin Ali’ye güvenli bir sürgün yeri sundu. Haftalar sonra Hüsnü Mübarek’in devrilişi ise Suudileri dehşete düşürdü. Eski bir dost olan Mübarek, 1990’da Saddam Hüseyin tehdidine karşı Suudi Arabistan’a iki tugay asker göndermişti. ABD Başkanı Barack Obama’nın Mübarek’e yapmış olduğu görevi bırakma çağrıları da kraliyet ailesini şaşkına çevirdi. Suudilerin gözünde bu tavır, Amerikalı müttefiklerinin ihaneti anlamına geliyordu ve kendileri açısından da hayra alamet değildi. Mısır devriminin, kapı komşusu Yemen ve Bahreyn dâhil diğer Arap ülkelerinde de bir dizi ayaklanmayı tetiklemesi, Suudilere şok yaşattı. Kendi evindeki istikrarı garantilemeye çalışan Kral Abdullah, Suudi halkına 100 milyar doları aşkın para dağıttı. Suudi krallığı açısından bölge, 2011’de tehlikeli bir şekilde kontrolden çıkıyordu.

Access the Middle East news and analysis you can trust

Join our community of Middle East readers to experience all of Al-Monitor, including 24/7 news, analyses, memos, reports and newsletters.

Subscribe

Only $100 per year.