24 Nisan 2013 günü, Türkiye'de 1915 yılında meydana gelen olayları “soykırım” olarak niteleyen gruplar İstanbul Taksim meydanını doldurdular ve içlerinde yurt dışından gelen Ermeniler de olduğu halde, bu topraklarda hayatlarını kaybeden ve büyük acılar çeken milyonlarca Ermeni’yi andılar. Şunun şurasında sadece beş altı yıl önce bile, böylesi bir anma töreninin Türkiye'de yapılabileceğini hayal etmek mümkün değildi. İnsan bu gelişmelere bakınca bir iyimserlik geliştiriyor. Ancak, İstanbul'da Türkiye'nin bu demokratik, ileriye bakan yüzünü temsil eden gelişmeler olurken, Ankara’dan, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan Türkiye'nin son 98 yıldır tekrarlamakta olduğu, çok tanıdık bazı kalıp sözlerin tekrar edildiğine tanık oluyorduk.
Dışişleri Bakanlığı Amerikan Başkanı Obama’nın 24 Nisan günü yaptığı açıklamayı kınama tonuna varan bir sertlikle eleştiriyordu : “Tarihi gerçekleri çarpıtan bu açıklamayı her bakımdan sorunlu buluyor ve esefle karşılıyoruz.” Ankara'nın bu sert tonuna yol açan, Obama’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde Ermeniler’in acımasızca katledildiğini ve ölüm yürüyüşüne zorlandığını söylemesinden başka bir şey değildi.