Türkçe, “krizle gelen krizle gider” yazarak “Google’ladığınız” zaman bulacağınız sonuçların olağanüstü sayısı Türkiye’deki muhalif kesimlerin yaygın siyasal beklentileri hakkında bir fikir verecektir. Bu bahiste “krizle gelen,” Başkan Recep Tayyip Erdoğan. Kendisini iktidara taşıyan kriz 2001’de patlak verdi; o zamana dek yaşanmış en ağır ekonomik krizdi. 2001 krizini takip eden 2 Kasım 2002 Erken Genel Seçimleri’nde seçmen, kendisine işsizlik ve ani yoksullaşmanın acısını tattıran krizden sorumlu tuttuğu koalisyon hükümeti partilerini sandıkta tasfiye etti ve Erdoğan’ın AKP’sini tek başına iktidara getirdi.
Şimdi 2018’deyiz ve Türkiye bir ekonomik kriz tablosu ile karşı karşıya. Erdoğan’ın başkanlık rejimine geçmek için düzenlediği 16 Nisan 2017 referandumunun öncesinde TL’deki değer kayıplarıyla ilk işaretlerini veren kur krizi Erdoğan’ın kazandığı 24 Haziran 2018 başkanlık seçimini izleyen ağustos ayının başında aniden ağırlaştı. 10 Ağustos’ta Türk Lirası bir günde yüzde 23.3 değer kaybetti. Bunda, ABD Başkanı Trump’ın, Türk çeliği ve alüminyumuna uygulanan gümrük vergilerini artırması tetikleyici rol oynadı ama esas sorun Türk ekonomisinin vadesi yaklaşan dış borç yükü altında alabildiğine kırılganlaşmasıydı.