Türkiye, Musul’un İslam Devleti’nin (İD) elinden kurtarılmasının ardından kentin geleceğinde kendine yer açmaya çalışıyor. Ancak son birkaç yılda Ankara-Bağdat hattında yaşanan gerilimler ekonomik ve siyasal açıdan Musul’un yeniden inşasına dönük süreçlerde Türkiye’nin önünü tıkıyor.
Musul, Türkiye’deki iktidar çevrelerinin geçen yüzyılın başındaki paylaşım savaşında milli sınırlar içinde kalması gerekirken hesap hatasıyla kaybedilmiş yerler arasında saydığı bir şehir. O yüzden İD sonrası Musul’un geleceğine dair yaklaşımlar nostaljik bir ton da içeriyor. Musul’a olan ilgi uzun süre Türkmen bağı ve Osmanlı döneminde saraya sadık bazı Sünni ailelerin mirasçıları üzerinden dışa vuruldu. Ne var ki, İD’le birlikte mezhepsel düşmanlık içine çekilen Türkmenler Türkiye için artık kullanışlı bir kart işlevi görmüyor.