Irak ve Suriye’de kök salan İslam Devleti (İD), koyu dindarlarla yabancı savaşçıları seferber etmek için radikal Selefi öğretiyi kullanıyor olabilir ama örgütün işleyişinde ve sözde halifeliğin kontrolünde Irak kökenli eski Baasçı subayların başında bulunduğu karmaşık yapılar etkili oluyor. İD’deki Baasçı lider kadrosu – ki en son Speigel dergisinde Christoph Reuter’in çarpıcı makalesinde gündeme geldi – İD’in siyasi yapısını, örgütün Sünni Arap ve Irak milliyetçisi kökenlerini pekiştiriyor. İD’in “katıksız” bir İslami toplum yaratma hedefinin yanında veya belki de içinde Baasçı bir planlama var. Bu planlamada her şeyi özenle hesaplayan, iktidarı tekeline alabilen, toprak kontrol eden, gaddarlık ve terörle olası tehditleri ortadan kaldıran bir devlet ortaya çıkıyor. Baasçı etki İD’in terörist faaliyetlerinde açıkça görülüyor. İD’in oluşturduğu geniş güvenlik ve muhbir ağları, hiyerarşik bürokrasi, savaş taktikleri, kapsamlı mali ve lojistik destek şebekeleri, eski Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin ve Baasçı çevrelerin Irak’ta 35 sene boyunca kullandığı yöntemlerle benzerlik taşıyor.
Peki, nasıl oluyor da laik ideolojileriyle bilinen Iraklı Baasçılar radikal Selefi gruplarla ortak zemin bulabiliyor? Eski Baasçı subayların İD’deki varlığı ve gücü çelişki olarak görünse de bu durum Irak’ta 2003 sonrası düzene tepki olarak Saddam’ın eski subayları ve Sünni Arap aşiretler tarafından kurulan Cayş El Rical El Tarık El Nakşibendi (CRTN) isimli örgütün etkisini gösteriyor. Saddam döneminde cumhurbaşkanı yardımcısı ve Irak Devrimci Komuta Konseyi’nin iki numarası olan İzzet El Duri önderliğinde kurulan CRTN İslam’ı, Sünni Arap kimliğini ve Irak milliyetçiliğini harmanlayan bir örgüt. Duri’nin geçtiğimiz gülerde Tikrit savaşında öldürüldüğü bildirildi.