Son dönemde Irak ve Suriye’de yaşanan gelişmeler ve İslam Devleti (İD) sorunu uluslararası toplumun Afganistan konusundaki dikkatini dağıtmış gözükse de 2015’in iki nedenle Afganistan için kritik bir yıl olacağını söylemek mümkün. Bunlardan ilki güvenlikle ilgili. 31 Aralık 2014 itibarı ile Afganistan’daki NATO’nun ISAF ve ABD’nin Sınırsız Özgürlük operasyonu misyonları sona erecek. Bu aynı zamanda Afganistan’daki yabancı asker varlığının yaklaşık yüzde 80 oranında azalması anlamına geliyor. 2015 itibarı ile artık koalisyon güçlerinin Afganistan’daki operasyonel görevleri sonra eriyor ve görevleri sadece destek, eğitim ve danışma olan yaklaşık 15,000 “danışman asker” Afganistan’da kalıyor. Peki bu güvenlik boşluğunu kim dolduracak? Bu sorunun cevabı kağıt üzerinde sayıları 280,000’i bulan ancak kapasite sorunu olduğu sık sık dile getirilen Afgan Güvenlik güçleri. Ancak Irak Ordusunun İslam Devleti'ne karşı Musul’da yaşadığı “fiyasko” hezimetinden sonra başlayan ve halen devam eden Irak’taki güvenlik kaosu küresel güvenlik ortamında soğuk duş etkisi yaptı. Bu nedenle son 12 ayda 4000 personelini Taliban’a ve diğer aşırı gruplara karşı yapılan operasyonlarda kaybeden Afgan güvenlik güçlerinin Afganistan genelinde güvenliği sağlama kapasitesi konusunda endişeye kapılanların sayısı bir hayli fazla.
2015‘i Afganistan için kritik yapan ikinci neden ise oldukça yavaş ve kırılgan şekilde yürüyen hükümet değişim süreci. Abdullah Abdullah ile Ashraf Gani arasında yaklaşık 6 ay süren, çeşitli şaibelere, gergin siyasi tartışmalara ve sahtecilik iddialarına sahne olan başkanlık seçimleri sonrasında Hamed Karzai hükümeti ile henüz kurulma aşamasında olan Ashraf Gani hükümeti arasındaki değişiminin bir türlü tamamlanamamış olması Afganistan’daki siyasi istikrarı aşırı kırılgan yapıyor.