ABD Başkanı George W. Bush’un teröre savaş ilan etmesinden bu yana 13 yıl geçti. Ancak bu savaştaki zafer, Orta Doğu için hâlen o gün olduğu kadar uzak. Dahası terör, İslam Devleti’nin (İD) suretinde daha da tehlikeli bir canavara dönüşmüş görünüyor. Medyaya yansıyanlara göre Batı dünyası, 11 Eylül 2001’in ardından olduğu gibi Sünni cihatçı hareketin Suudi kaynaklı Vahhabi akımıyla bağlantılı olduğu izlenimine sahip. Cihatçılık ve Vahhabilik arasında bağ olduğu iddiası, Suudi Arabistan’da da bu konudaki tartışmaları yeniden canlandırıyor.
El Kaide’nin 2003’te Riyad’da düzenlediği bombalı saldırıların ardından terör ile dini aşırıcılık arasındaki bağ, Suudi krallığında yoğun şekilde tartışıldı. Hükümet, aynı yıl Kral Abdülaziz Ulusal Diyalog Merkezi’ni kurdu. Bu diyalog kapsamında Aşırıcılık ve Ilımlılık: Kapsamlı Metodolojik Vizyon başlığıyla düzenlenen ikinci toplantıda, Suudi Arabistan’daki dini eğitimin toplumda aşırıcılığın yayılmasında başlıca etken olduğu kabul edildi. Diyalog sürecinin neticesinde Eğitim Bakanlığı, din eğitimi başta olmak üzere okul müfredatında değişikliğe gitti. Ancak radikal İslamcıların eğitim alanındaki hâkimiyeti düşünüldüğünde değişikliğin ne derece yeterli olduğuna dair tereddütler devam etti.