Kral Abdullah, Ürdün’ün Filistinliler için alternatif vatan olma ihtimalini dillendiren çevrelere ültimatom verdikten dört gün sonra Temsilciler Meclisi, Amman’daki İsrail büyükelçisinin kovulması, Tel Aviv’deki Ürdün büyükelçisinin de geri çağrılması yönünde karar verdi. Karar, İsrail parlamentosuna misilleme niteliğindeydi. Zira Knesset, Haşemi krallığının işgal altındaki Doğu Kudüs’te İslami ve Hristiyan mabetler üzerindeki muhafızlık rolünü kaldırıp bunları İsrail denetimine almayı görüşüyor. Bir grup İsrailli vekil, Yahudilerin Mescid-i Aksa alanında ibadet etmesine izin verecek bir karar geçirmek istiyor, bir diğeri ise camiye bile girişin tümüyle serbest olmasını istiyor.
Başbakan Benjamin Netanyahu hükümeti, Doğu Kudüs’teki dini mabetler üzerindeki Ürdün himayesini kaldırma girişimlerini desteklemediğini açıklamıştı. Ancak çeşitli Yahudi gruplarının polis eşliğinde Mescid-i Aksa’ya gitmesine izni verildi ve bu da Filistinlilerle Ürdünlülerin tepkisine yol açtı. 25 Şubat’ta Mescid-i Aksa’da ibadete gelen öfkeli Müslümanlar, İsrail güvenlik görevlileriyle çatıştı. Bu gerilim, İsrail’in ABD arabuluculuğunda bir barış anlaşmasına varılacağı beklentisiyle bölgenin statüsünü değiştireceği korkusuna yol açtı.