Türkiye'de 17 Aralık günü başlayan, şu ana kadar kabineden üç bakanın istifasına yol açan ve Türkiye'nin siyasal-hukuki sistemini adeta rehin alan “yolsuzluk” soruşturmaları, iktidar dengelerini değiştirip, Türkiye'nin eski fabrika ayarlarına geri dönmelerine neden olabilir mi? Daha açık söyleyecek olur isek eğer, Türkiye'de şu anda yaşanmakta olan siyasi deprem, “askeri vesayet” dönemini geri getirebilir mi? Türkiye yeniden bir askeri darbeyle uyanabilir mi?
Hükümetin yolsuzluk soruşturmasını değersizleştirmek için geliştirdiği bir dizi savunma, hiç beklenmedik şekilde askerleri harekete geçirmiş görünüyor. Hükümet, savcıların yolsuzluk soruşturmalarını başlatmalarının hemen ardından, bu soruşturmayı yürüten polis ve savcıları hedef alan açıklamalar yapmaya başladı. Buna göre, polisler ve savcılar İslami bir cemaat olan Gülen hareketine mensuplar ve hükumeti devirmek için bu yolsuzluk soruşturmasını başlatmış bulunuyorlar. Hükumete yakın medyanın taktığı isimle “polis-yargı çetesi” hükumeti alaşağı etmek için sahte deliller üreterek mahkemelere sunuyor ve bunun sonucunda bu yolsuzluk operasyonları yapılıyor. Türkiye'de şu anda bu komplo teorilerinin envayi çeşidi üretilmekte ve hükumet yanlıları operasyonların Amerika, İsrail ve Avrupa'daki bazı “güç odaklarıyla” birlikte Gülen cemaatinin devlet içindeki uzantılarının bir komplosu olduğunu iddia ediyorlar.