11 Eylül'de Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) gözaltına alınan bir kadın öğrenciyle ilgili bir haber duyuldu. Ezgi Özen ve arkadaşları, belediyenin hazırladığı, ODTÜ kampüsünde ve civar mahallelerde 3000 ağacın sökülmesine neden olacak olan yol projesini protesto ediyorlardı. Özen kelepçelenip polis aracına doğru götürülürken yakınındaki bir protestocu onu videoya kaydedebilmişti. Videoda bir polis memuru “Direnirse kolu kırılır. Bu kadar basit” diyordu. Silahsız ve nispeten ufak tefek olan Özen gerçekten polise “direnebilir” miydi?
Özen serbest bırakıldıktan sonra, 200 polis memurunun gözaltındayken kendisine sözlü ve cinsel tacizde bulunduğunu anlattı. “Polisler sıra eşliğinde vücuma dokundu” diyordu. Gezi protestoları boyunca, kadınların cinsel, sözlü ve fiziksel tacize uğradığı birçok haber okuduk, o kadar ki Gezi'deki kadınlar “Direnişte Polis Tacizine Hayır” pankartı altında örgütlenmek zorunda kaldı. Türk kültüründe cinsel taciz mağdurlarının dışlandığı ve Türklerin bu istismarlar karşısında polisten herhangi bir tazminat alma konusunda umutsuz olduğu düşünülürse, vaka sayısının bildirilenden çok daha fazla olduğunu varsaymak yerinde olacaktır.