Son iki aydır Mısırlılar, kendilerine karşı uluslararası bir komplonun düzenlendiği hissine sahip. Arap dünyasında bu hissiyat yeni değildir. Ancak Mısırlılar ve diğer birçok Arap, bugüne dek hükümet baskısına kapalı ve tarafsız olarak gördükleri Batı medyasının tavrı karşısında şoke olmuş durumdadır. Soru şu: Ne oldu da Batı medyası umutsuzca Müslüman Kardeşler lehine bir tavır benimsedi ve bunu, gerçekleri çarpıtma ve olayları bağlamından koparma noktasına kadar taşıdı? Görüntüler hakkında bile yalan söyleyen kimi medya kuruluşları, cumhurbaşkanlığı sarayı önündeki Mursi karşıtı gösterileri yayımlayıp bunları, Rabia’tül Adeviyye’de gerçekleşen Mursi yanlısı gösteriler olarak anlattı.
Bağımsız ve özel sektör sahipliğinde olsalar bile medya kuruluşları, nihayetinde bulundukları devletin ekonomik, siyasi ve entelektüel yapısının parçasıdır. Bu kuruluşların menfaatleri ve elde ettikleri kâr, o devletin çıkarlarından etkilenir veya bu çıkarlara göre değişir. Dolayısıyla bu kuruluşlar, hükümetlerinin resmi pozisyonunda gömülü ince sinyallerden kendilerine tüyo çıkarır. Sonuçta gazeteciler de hem duygusal hem pragmatik bakımdan aynı çıkarlar bütününe ait kişilerdir. Karar vericilere yakın olmak, gazeteciler için hayati bir konudur. Zira o kişiler, önemli haber kaynaklarıdır.